casino siteleri casino siteleri malatya oto kiralama parça eşya taşıma
DOLAR 35,3841 -0.14%
EURO 36,5386 -0.1%
ALTIN 2.997,29-0,10
BITCOIN 34892610,31%
İstanbul

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bastırılan Duygular Hastalıklara Zemin Hazırlıyor !

Bastırılan Duygular Hastalıklara Zemin Hazırlıyor !

ABONE OL
11/10/2023 10:36
Bastırılan Duygular Hastalıklara Zemin Hazırlıyor !
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Bastırılan duygular nedeniyle farklı hastalıkların oluştuğunu anlatan Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk konu hakkında bilgiler verdi.

Dünyada Üç Ana Renk Var 

Dünyada üç ana renk vardır. Sarı, kırmızı ve mavi. Diğer bütün renkler bu ana renklerin karışımı ile oluşur. İnsanın varoluşunda da bazı temel duygular vardır. Bu duyguları korku, üzüntü, sevinç, şaşkınlık, öfke ve tiksinti şeklinde sıralayabiliriz. İnsanoğlu olaylar karşısında bu duyguları ve türevlerini yaşarlar. Dolayısıyla hepimiz aynı kaynakla doğuyor ve aynı bütünün parçasıyız. Yaşam senaryolarımız farklı olsa da olaylar karşısında yaşadığımız duygular benzerdir.

Duygularımızı Yaşamaktan Kaçınıyoruz

Bazıları belirli olaylar karşısında yaşadığı duyguları olumsuz olarak anlamlandırıp kendilerini yargılarlar. Her duygunun bir işlevi vardır ve duygular bize yaşadığımızı hissettirir. Peki ne oluyorda duygular yaşamımızın bir parçası olmasına rağmen bazı duyguları yaşamak istemiyoruz ? Özellikle öfke, üzüntü, korku gibi… duyguları olumsuz olarak nitelendirip bunları yaşamaktan kaçınıyoruz. Oysa bu duyguların hepsinin bir anlamı vardır. Örneğin bir kayıp durumunda üzüntümüzü yaşayarak yas sürecini anlamlandırıyoruz ya da ilişkide bulunduğumuz insanlar alanımıza girmeye çalışıp sürekli saygısızlık yapıyorsa uyarılıp öfkelenebiliyoruz bu da bizim karşı tarafa sağlıklı sınırlar koymamıza yardımcı oluyor. Bir gaz kokusu karşısında tiksinip gerekli önlemleri alabiliriz. Üzerimize bir araba geliyorsa korkup reflekslerimizle kazadan kurtulabiliriz. Örneklerde olduğu gibi olumsuz olarak gördüğümüz bazı duygular içinde bulunduğumuz yer ve zamana göre bizim için işlevsel olabilir. Fakat ailemiz biz çocukken üzülüp ağladığımızda ‘ağlama, ağlayacak ne var, sil gözyaşlarını’ dediğinde üzüntü duygumuzu içimize gömebilirve yetişkin hayatımızda üzüntü yaşamaktan kaçabiliriz. ‘Bana sesini yükseltme’ diyen bir ebeveyn öfkelenmeye hakkın yok mesajını vererek çocuğun ileride öfkesini yaşamamasına ya da çok yoğun yaşamasına neden olabilir. Dolayısıyla ailemiz ve çevremiz tarafından gördüğümüz ve yaşadığımız davranışlar gelecek hayatımızda duyguları yoğun yaşamamıza veya hiç yaşamamamıza sebep olabilir. 

Bedenimize Yanıt Vermezsek Egzama, Kilo, Boyun Ağrısı Oluşur

Duyguları çok yaşamak veya hiç yaşamamak; bir anda parlamak, bir anda keder çökmesi, belli belirsiz zamanlarda ağlamak, hiç ağlayamamak, öfkelenememek, çok mutlu olup bir anda durağanlaşmak ilişkilerimizde kalıcı problemler yaratabilir ve bedensel rahatsızlıklar yaşamamıza neden olabilir.  Bu nedenle yaşadığımız zorlanmalara kulak vermeliyiz. Örneğin yolda önünüzde biri yavaş yürüdüğünde, düzensiz birini gördüğünüzde, dikkat eksikliği olan birinden rahatsız olup aniden parlıyorsak veya  tahammül edemiyorsak yani herhangi bir bedensel ve duygusal uyarılmayı yoğun bir şekilde yaşıyorsak bunun bizim için anlamı vardır diyebiliriz. Hayatta her zaman yavaş, düzensiz, sorumluluk sahibi olmayan ve dikkatsiz insanlar olacak. O zaman benzer durumlar ile her karşılaştığımızda öfkeleneceğiz anlamına gelir. Bu da elimizde olmayan ve bir başkasından kaynaklı eylemler nedeniyle sık aralıklarla öfkeleneceğiz anlamına gelir. Yani duygu durumumuzun kumandası her daim başkasında demektir. Oysa karşı tarafta rahatsız olduğumuz davranışlar belki de ihtiyacımız olan davranışlardır. Yaşadığımız duygular doğuştan getirdiğimiz duygular mı ailemizin bize öğrettiği davranışların ürünü mü sorgulamasını yapmamız gerekir. Bedenimiz uyarılıyor ve zorlanıyorsa bu kötü bir şey değil tam aksine kendimizi anlamamız için bir fırsattır. Bunlara kulak vermezsek bedenimiz terleme, baş ağrısı sırt ve boyun ağrısı, kilo, egzama gibi problemlerle gelerek ‘kendinle ilgilen’ mesajını verir. Hastalıkların bir çoğu önce ruhta başlayıp sonra vücutlarımıza sirayet eder. Yaşadığımız duyguları yargılamak, yok saymak, kulak vermemek demek hayatın içinden renkleri silmeye benzer. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

SON DAKİKA HABERLERİ

GÜNDEM

Az önce

Gara ve Hakurk’ta 11 terörist etkisiz!

GÜNDEM

Az önce

Adıyaman’da sahte altın dolandırıcılığına 1 gözaltı!

EKONOMİ

Az önce

Minteks, IFCO 2025’e damga vurdu

GÜNDEM

Az önce

Konya’da örnek geri dönüşüm uygulaması

GÜNDEM

Az önce

Okul servis araçlarına sıkı takip

GÜNDEM

Az önce

Düzce kırsalındaki bir evde yangın çıktı

SAĞLIK

16 saat önce

Epilepsi Farkındalığı İçin ‘Mor Alarm’ Verildi

GÜNDEM

19 saat önce

Şehit Mehmet Savunmaz Adını Taşıyan Okulda Anıldı

GÜNDEM

19 saat önce

Motosiklet Çalıştayı’na Büyükakın sürprizi!

GÜNDEM

19 saat önce

Başkan Altay: “Zorluklarda ve Sevinçlerde Bayrağımız Hepimizi Birleştiriyor”

GÜNDEM

19 saat önce

Mersin Yenişehir’de depremde kaybolan çocuklar anısına anıt yapıldı

MAGAZİN YILDIZLARI

19 saat önce

Osmangazi Belediyesi Cem Karaca’yı andı

GÜNDEM

19 saat önce

Büyükşehir’den Ula Ataköy’e 13.5 Milyonluk Yol Yatırımı

GÜNDEM

19 saat önce

3. Yaş Üniversitesi mezunları sosyal projelerde görev alacak

EKONOMİ

19 saat önce

Rusya ve Uaea, Moskova’da Yeni Bir Bakanlıklar Arası İstişare Turu Gerçekleştirdi

GÜNDEM

20 saat önce

MSB’den 13 terörist etkisiz

GÜNDEM

21 saat önce

Başkan Ceritoğlu Sengel’den mecliste fırın ve öğrenci otobüsü müjdesi!

GÜNDEM

21 saat önce

Bayraklı’da asfalt çalışmaları sürüyor

GÜNDEM

21 saat önce

Başkan Şadi Özdemir’den kardeş kent Gazimağusa’ya ziyaret

GÜNDEM

21 saat önce

Çankaya’nın Pazarları Yenileniyor